İlk öğreniminde, Girit'te babasının görevde olduğu dönemde, sonrasında ise Aksaray'da anneannesi ve teyzesinin yanında eğitim almıştır. Zekasıyla dikkat çeken Hüseyin Rahmi, Mülkiye Mektebi'nde iki yıl okuduktan sonra sağlık sorunları nedeniyle eğitimini yarıda bırakmış ve çeşitli devlet dairelerinde çalışmıştır. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanıyla devlet memurluğundan ayrılarak tamamen edebiyatla ilgilenmeye başlamıştır.
Hüseyin Rahmi'nin edebiyat kariyerinin başlangıcı, özellikle batılı edebiyatla tanışmasıyla şekillenmiştir. Alexandre Dumas, Jules Lermina gibi Batılı yazarların eserleri, onun yazarlık yolculuğunda önemli bir yer tutmuştur. Fransızca dersleri almış, genç yaşta yazmaya başlamış ve ilk romanı "Ayna"yı 1887'de kaleme almıştır. Bu eser, Batılılaşma konusunu işler ve Hüseyin Rahmi'nin edebi kariyerinin ilk önemli adımını oluşturur.
Yazar, özellikle realist ve natüralist akımlardan etkilenmiş, toplumsal eleştirilerini bu akımlar doğrultusunda şekillendirmiştir. Romanlarında sosyal adaletsizlikleri, bireysel ve toplumsal yozlaşmayı, kadın hakları gibi temaları işlerken, mizah ve alaycı bir üslup kullanmayı da ihmal etmemiştir. Eserlerinde genellikle toplumun alt sınıflarına ait karakterlere yer vererek, onların yaşamlarını, umutlarını ve hayal kırıklıklarını anlatmıştır.
En bilinen eserlerinden "Mürebbiye" (1899), yabancı mürebbiyelerin Osmanlı-Türk toplumundaki olumsuz etkilerini anlatırken, "Şıpsevdi" (1901) Batılılaşma sürecini ele alır. Ayrıca "Gulyabani", "Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç", "Efsuncu Baba" gibi romanlarında ise halk arasında yaygın olan hurafeler ve batıl inançları hicvetmiştir. Romanlarının çoğunda, dönemin İstanbul'u ve sosyal yapısını çok canlı bir şekilde yansıtmıştır.
Hüseyin Rahmi'nin eserleri, yalnızca bireysel ve toplumsal eleştiriler değil, aynı zamanda Türk halkının yaşam biçimini ve değerlerini de yansıtan önemli birer kültürel kaynaktır. Ayrıca yazdığı tiyatro eserleri ve denemelerle de edebiyat dünyasında kendine sağlam bir yer edinmiştir.
Ömrü boyunca edebiyatla iç içe yaşamış, hiç evlenmemiş ve eserlerinden kazandığı parayla yaşamıştır. 8 Mart 1944’te Heybeliada’daki evinde hayata gözlerini yummuş ve oradaki Abbas Paşa Mezarlığı'na defnedilmiştir. Eserleri, Türk edebiyatının realist akımının önemli örneklerinden biri olarak hala geniş bir okuyucu kitlesi tarafından ilgiyle okunmaktadır.
Kaynakça:https://islamansiklopedisi.org.tr/gurpinar-huseyin-rahmi
Yorumlar
Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!