Kalem ve Kağıt

AHMED HÂŞİM

Yayınlanma tarihi

Eğitim ve Gençlik Yılları

Galatasaray Sultânîsi’ndeki öğrencilik yıllarında, devrinin ünlü isimleriyle tanışan Hâşim, Fransızca, Arapça, Farsça gibi dillerde eğitim almış, aynı zamanda edebiyatla da ilgilenmeye başlamıştır. Burada tanıştığı edebiyat hocalarından, özellikle Tevfik Fikret ve Cenâbî gibi isimlerin etkisiyle edebiyat yolculuğuna adım atmıştır. Şiirle uğraşan Ahmed Hâşim’in bilinen ilk manzumesi, 1901 yılında Mecmûa-i Edebiyye dergisinde yayımlanmıştır.

Edebî Hayat ve Şiir Anlayışı

Ahmed Hâşim, özellikle Fransız ve Belçikalı sembolist şairlerin etkisiyle Batı edebiyatının estetik ve poetik temelini öğrenmeye çalışmış ve bu doğrultuda kendi şiirini şekillendirmiştir. 1906’da, Galatasaray Sultânîsi’nin son sınıfında iken yazdığı şiirleri 1908-1909 yıllarında yayımlamış ve edebiyat çevresinde dikkat çekmiştir. Fecr-i Âtî topluluğuna katıldıktan sonra şiirlerini Servet-i Fünûn dergisinde yayımlamıştır.

Hâşim’in şiirlerinde genellikle Batılı sembolist-empresyonist akımların izleri görülür. Şiirleri, estetik bir dilin ötesinde, müphem ve melankolik bir hava taşır. Hâşim'in şiirlerinde, özellikle "Şi‘r-i Kamer" adlı eseriyle çocukluk anıları, derin bir anne sevgisi ve ölüm gibi temalar öne çıkmaktadır. "Göl Saatleri" ve "Piyâle" gibi şiir kitapları, onun şiirsel dünyasının en önemli örneklerindendir.

Sanat ve Edebiyat Anlayışı

Hâşim, şiirlerinde netlikten ziyade "saf şiir" anlayışını benimsemiştir. Ona göre, şiir didaktik veya belâgatçı olmamalı, daha çok müzikle örtüşen bir ifade sanatı olmalıdır. "Şiirde Mâna ve Vuzuh" adlı yazısında, şiirin didaktik olmaması gerektiğini ve anlamın yanı sıra, şiirin bir müzik ve duygulara dayalı bir sanat olması gerektiğini savunmuştur. Bu anlayış, onun şiirlerinde melodik bir atmosfer yaratmıştır.

Eserleri ve Diğer Yazıları

Ahmed Hâşim’in şiirleri kadar nesir yazıları da dikkat çekicidir. "Bize Göre" ve "Gurebâhâne-i Laklakan" gibi eserlerinde, daha açık ve sade bir dil kullanmış, nesirlerinde de titiz bir kelime seçimiyle dış dünyayı gözlemlemiştir. Ayrıca "Frankfurt Seyahatnamesi" adlı eserinde ise yurt dışı seyahatlerinden edindiği izlenimleri kaleme almıştır.

Son Yılları ve Ölümü

Ahmed Hâşim, 1924’te tedavi için Fransa’ya gitmiş, 1928’de tekrar Paris’e gitmişse de sağlığı bozulmuş ve 1933 yılında İstanbul’a döndükten sonra Kadıköy’deki evinde vefat etmiştir. Mezarı Eyüp’te bulunmaktadır.

Kaynakça :https://islamansiklopedisi.org.tr/ahmed-hasim

Yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmanız gerekmektedir.

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!